5 Nisan 2020 Pazar

Karantina


Düşünmekten uyuyamadığım günlerdeyim.
Yine gece-gündüz mefhumunu unuttum.
Hava kapalı ve müstehzi. 
Yağmur yağıyor üstelik.
Yağmur damlaları çok garip değil mi?
İnsanın acısına damlıyor gibi.
"Karantina günleri" bana hiç yaramıyor.
Kendi ekinoksumu yaşayamıyorum.
Bir düzene, dengeye ihtiyaç duyuyorum.
Evde mi hapsoldum?
-Sanmıyorum.
Düşüncelerimin içerisinde hapsolmuşum ben.
Kafamın içindekilerle yaşıyorum.
Oradaki yaşananlar benden özerk.
Sözümü geçiremiyorum.
Gözümün önüne kötü şeyler getiriyorlar.
Korkuyorum.
Atipik psikoz muyum?
-Bilmiyorum.
Deli miyim?
-Bilmiyorum.
Delirmek üzere olabilirim.
Odama kapanıyorum.
Kitapların dostluğu bana iyi geliyor.
Konuların içerisinde kayboluyorum.
Olayların kurgusal akışından çıkamıyorum.
Kendimi iyi hissediyorum böylelikle.
Nasıl bu kadar yalnızlaştım?
-Yine bilmiyorum, sevgili okur.
Ben bu ara birçok şeyin cevabını bilmiyorum.
Bazen her şeyi bildiğini düşünmek;
Hiçbir şey bilmemekten daha korkunç...
Bedenim yoruldu artık.
Her zaman içime atamam ki.
Gözlerim yoruldu artık.
Daha fazla ağlayamam ki.
Beynim yoruldu artık.
Her şeyi kafama takamam ki.
Ellerim yoruldu artık.
Her daim böyle yazamam ki.
En korktuğum şey;
Anlatacak bir şeyimin kalmaması.
Hatta bir şeyimin kalmaması!
Eee...
Zaten her şey yarım yamalak.
Uyumak, işkence gibi.
Uyanmak, hiç istemediğim.
Nasıl olacak böyle?
Bir cümle okudum geçenlerde:
"Acaba ölüm olmadan ölmek mümkün mü?
Veya ben, bensiz ölebilir miyim?"
Ben artık...
Bensiz ne yapabilirim?
-Onu inan bilmiyorum, sevgili okur.
O yüzden susuyorum.
Ama öyle böyle susmak değil.
   




                                                                                   @Topalogluomur
                                                                                   (Karantina/25.Gün)